Çocuklarda Disiplin

Yaşamın günlük akışında ailelerin sıklıkla karşılaştıkları zorluklarının başında ”disiplin” gelmektedir. Anne-babalar çocuklarını eğitirken neleri yapıp neleri yapmamaları konusunda sık sık belirsizlik yaşarlar.

Disiplin, kişilerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin tümü olarak tanımlanabilir.

Disiplin; çocuğa hayatın kurallarını öğretmektir, onun kişiliğini ezmek değildir. Disiplin; çocuğu sağlıklı ve dengeli bir şekilde yetişkinliğe hazırlamaktır. Disiplin; çocuğun doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü ayırma, kendini kontrol edebilme, insan ilişkilerinde sınır koyabilme, iyi ve yardımsever olabilmek gibi temel duygularımızı güçlendirmektir. Disiplin çocuğa istenilen davranış ve alışkanlıkları öğretmek, kendi kendini denetleme ya da iç denetim olan ahlak gelişimini sağlamaktır.

Disiplin bir anlamda çocuğun sahip olduğu sorumluklarıyla yaşantısındaki hareketlerinin, doğal ve sosyal sonuçlarını kabul etmesidir.

Disiplin teorik olarak kızgınlık ya da sertlik içermez. Disiplin; kararlılık, düzen ve belirlenmiş kurallara işaret eder. Anne-babalar çocuk büyütürken hata yaparlar, pek çok şeyi deneme-yanılma yoluyla bulurlar ya da bazen surun çözme becerilerini kullanamaz olurlar. Aile içinde oluşturulmuş koşulsuz sevgi, güven ve açık iletişim sayesinde her zaman, her durum yeniden yapılandırılabilir.

Disiplinin 3 temel amacı vardır:

1- Sevgi ve güven ilişkisini geliştirmek,

2- Benlik değerinin temelini atmak,

3- Başkalarını anlayarak ve onların kişiliklerine saygı göstererek model görevini gerçekleştirmek olarak sınırlanabilir.

Çağdaş eğitim anlayışında çocuk, belli davranışlarına hâkim olmayı, ceza ile değil sevgi, ilgi ve hoşgörü ile disiplinli bir şekilde öğrenir. Ceza, bir davranışı öğretmeye ya da olumsuz bir davranışı terke değil, sadece bir süreliğine bastırmaya yarar. Bu ise, bizim istediğimiz bir eğitimi karşılamaz. Bu nedenle cezaya dayalı bir eğitimin disiplin olarak anlaşılması ve adlandırılması yanlıştır. Çocuklar ilgi ve ihtiyaçları gözetilerek, yerinde ve zamanında yapılan doğru yönlendirilmelerle yaşama hazırlanmalıdır. Çağdaş disiplin anlayışı olarak da adlandırılan bu yeni disiplin anlayışının asıl amacı, küçük yaşlardan başlayarak çocuklarda öz denetim mekanizmasını geliştirmektir. Bu şekilde çocuk, demokratik yaşama bilincini, yaratıcılığı, sorumluluğu, faydacılığı, hoşgörüyü, bireysel özellik olarak kazanacak ve hayat boyu bu özelliklere uygun davranımlar geliştirecektir. Böylece çocuk; sorumluluklarının bilincinde, kendi kararlarını kendi alabilen, (toplumsal bir) “birey” olacaktır.

Anne ve babalara Öneriler:

1. Bağırıp çağırmak, azarlamak çocukta kuşku, utanç ve suçluluk duygularına yol açar. Bunun yerine davranışı yönlendirmede alternatif yöntemler geliştirin.

2. Çocuğunuza ne yapması gerektiğini söyleyip durmak yerine, onu kararlara dahil etme yöntemleri bulun. Böylece bireysel güç ve bağımsızlık duygusu kazanır. “Şimdi ne yapsak iyi olur?” söylemek yerine gösterin.

3. Bir şey rica ederken saygılı olun. Çocuğunuz bir şeylerle uğraşırken araya girip, “hemen şimdi” bir şey yapmasını istemeyin. “Bunu beş veya on dakika içinde yapmak nasıl olur?” diye sorun. Küçük çocuğunuzun sizin söylediklerinin tamamını anlayacağını düşünmüyor olabilirsiniz. Emirler yerine seçenekler sunarak aslında siz kendinize “saygılı davranmayı” öğretiyorsunuz. Bir diğer olasılık ona bir takım uyarılar yapmaktır. “Bir dakika içinde çıkıyoruz. Oyun salonunda yapmak istediğin son bir şey var mı?”

4. Onun yardımına ihtiyaç duyulan tercihler yaptırın. “Yirmiye kadar saydığımda gitme vakti olacak. Çantamı arabaya kadar taşımak mı, yoksa anahtarları taşıyıp arabayı çalıştırmama yardım etmek mi istersin?” “Eve vardığımızda yapmamız gereken ilk şey nedir, aldıklarımızı yerleştirmek veya bir hikâye okumak?”

5. Henüz konuşmaya başlamamış çocuklar net bir şekilde yol gösterilmeye ve yönlendirmeye ihtiyaç duyabilirler. Yani “susun ve hareket edin”. Çocuğunuzun elinden yavaşça tutun ve gitmek istediği yere gitmesine yönlendirin. Ne yapması ve yapmaması gerektiğini ona gösterin.

6. Henüz yapmayı beceremediği şeyler hakkında düş kırıklığına uğrayıp ağladığında veya öfke nöbetine tutulduğunda kendinizi onun yerine koyun. Bu hemen onu kurtarmak anlamına gelmiyor, onu anlamak anlamına geliyor. Ona sevgiyle sarılın ve “Şu anda çok üzgünsün. Biliyorum devam etmek istiyorsun ama artık bırakma zamanı.” Sonra çocuğunuzu alın ve başka bir aktiviteye geçin.

7. Gelişim düzeyi anlamaya hazır olana kadar, çocuğunuza bir takım şeyleri tekrar tekrar öğretmeniz gerekebilir. Sabırlı olun. Kelimeleri mümkün olduğunca az, hareketleri bol kullanın. Çocuklarınızın davranışlarını kişisel algılamayın, onun size kızgın, kötü veya küstah olduğunu düşünmeyin.

8. Unutmayın ki; bir savaş meydanı mı yoksa çocuğunuzun uygun sınırlar içinde keşfedeceği ve deneyim kazanacağı bir ortam mı yaratacağınız sizin davranışlarınıza bağlıdır.

9. Onu kontrol etmeye çalışmak yerine yapabilecekleri konusunda yol göstererek, onu uygun olmayan davranışlardan uzaklaştırın.

10. Koyduğunuz kurallarda anne baba olarak kararlı ve tutarlı olun.

Pedagog Sibel TONGA

START TYPING AND PRESS ENTER TO SEARCH