İyi Düşünebilmek

İnsan ve yaşam çok bilinmezli bir denklem gibidir. Ömürse bu denklemi çözmek için bizlere verilmiş bir süre gibi. Kimimiz bir ucundan başlıyor çözmeye, kimimiz bir başka ucundan.
Günler, haftalar, aylar, yıllar geçiyor aradan, biz hala çözmeye çalışıyoruz ve belki de çözeceğiz derken daha da karıştırıyoruz her şeyi.

Bir özel, bir güzel yanımız var farkında olduğumuz: “Aklımız”. Onu iyi ya da kötü kullanmak bizim elimizde ve her türlü düşüncemizin de kaynağı gibi gözüküyor ilk başta. Ne olmakta aklımızda. Düşünceler bir biri ardı ardına at koşturmada. Her ne ile ilgili, alakalı isek o konularda yoğunlaşıyor ve hayatımızın yegane kaynağı yapıyoruz onları. Öyle takılıyoruz ki peşlerine düşünmemiz gereken asıl olanı unutuyoruz.

Peki ya asıl düşünmemiz gereken nedir? Küçücük bir çocukken bunu çok iyi biliyorduk. Hep mutlu olmak, neşeli olmak, sevinmek, sevmek ve sevilmekti. Öyle değil mi? Şu an ya da bir zaman bir çocuğun yanında olduğunuzda onu gözlemleyin. Sizin dert edindikleriniz gibi dertleri, takıntıları var mı yok mu diye. Bulamayacaksınız kendinizden bir şey inanın bana. O mutlu olmak için çaba da yalnızca. Ona tüm kötü olanları çevresi öğretiyor, zamanla birlikte. Suçlu biziz aslında onu bozan. O saf temiz küçücük yürek yavaş yavaş kötü ve karamsar düşüncelerimizle bozuluyor. Bir bakıma kötüyü, kötülükleri öğreniyor. Oysa başta onun düşüncelerinde ne kötü ne de kötülük var. Belki bilgisiz davranışlarından bazıları yanlış ilk başta ama, onu bozanlar olmasa, o oracıkta bile yanlışın ne olduğunu öğrenecek. Çevresi iyiliklerle, güzelliklerle, sevgiyle dolu olabilse.

Bir film oynadı geçtiğimiz yıl “Avatar”. Burada bir gezegende yaşayan, kötülük bilmeyen, her yaptığını sevgiyle yapan bir kavim anlatıldı, seyredenlere. Herkes onların yaşamına imrendi. Acılar çektiler, yıkıma uğradılar fakat saftılar, iyi gönüllüydüler, dürüsttüler. Oysa ki insanlar neler yaptılar onlara. Can yaktılar, öldürdüler, yakıp yıktılar. Ne oldu, onlar da öğrendiler. Onlar da vahşileştiler.

Değiştirebilir miyiz çok şeyi. En azından kendi hayatımızda. Dönebilir miyiz o eski saf gönüllerimize. “ELBETTE”. Çünkü hala o saf temiz yer gönüllerimizde bir yerde duruyor. İşte o küçücük yerden başlamalıyız işe. O küçücük sevgi kıvılcımlarını, düşüncelerimizle üfleyerek canlandırabiliriz gönüllerimizdeki ateşi.

Mucize istiyorsak, ki bu bizim arzularımızın en büyüğüdür, onu düşüncelerimizde bulabiliriz. Çünkü her şey düşünceden doğar.

Bir şeyin olmasını istediğiniz zaman, gözlerinizi sıkmadan rahatlıkla kapayınız, bütün kötü düşünceleri içinizden atınız. İyi şeyleri, iyi olmayı düşününüz. Size iyiliklerin nurları gelecek . Göreceksiniz ki bütün üzüntüleriniz, bütün dertleriniz yok olacak. Yarın, sizler için mutlu bir gün olacak. Çünkü sizi üzen, size dert olan kötü düşüncelerdir. Bütün zorlukları küçük bir adımla geçivereceksiniz. Bir defacıkta olsa bir kere deneyin bunu. Mucizeler olduğunu göreceksiniz. Hayatlarınızın değiştiğini fark edeceksiniz. Gülmeyen yüzlerinizin güldüğünü fark edeceksiniz. Değiştireceksiniz zamanın akışını. Dönebileceğinizi fark edeceksiniz yine o çocuk saflığındaki günlerinize. Düşünmeyin kötüyü, söylemeyin kötüyü. Gözlerinizdeki ışığın arttığını fark edeceksiniz.

Düşüncelerimizi her an kontrol edersek, temiz ve olumlu düşünürsek, düşüncemiz, bilgimiz, sevgimiz, iyiliğimiz, doğruluğumuz, çalışmamız, istediğimiz her şeyi bize verir. Çünkü Bizi Sevgisinden Varetmiş Olan Yüce Yaratan bu düzeni böyle kurmuş. Ama önce buna inanmamız gerekli, ama önce adım atmamız gerekli. Biz bir şey yapmalıyız ki bir şeyler farklı olsun. Biz adım atmalıyız ki ilerleyebilelim. Okur geçersek bu satırları sadece okuyup zaman harcamış oluruz sadece. Değişim ellerimizde, dilimizde, düşüncelerimizde başlamalı. Çünkü bizler kötüyü ellerimiz ve dillerimizle yaparız. Onları kontrol edebilir, düşüncelerimize hakim olabilirsek, doğru yolda bir başlangıç yapmış oluruz.

Hemen hemen çoğumuz, düşünürken gözlerimizi mutlaka bir aydınlığa, küçük de olsa bir ışık kaynağına çeviririz. İşte orada düşüncenin özü vardır. İyi olan düşüncenin. Hani o gönüllerimizdeki kıvılcım gibi. Amaç o kıvılcımdan alev yaratmak, gözlerimizle baktığımız o ışık kaynağının her yanı saran bir aydınlık olması gibidir bu. Yapabiliriz.

Dikkat ederseniz her şeyin bir sınırı vardır. Yalnız sevgimizin ve düşüncemizin enginliğine sınır yoktur. Çünkü sevgimiz ve aklımızın kaynağı, O. İşte biz, bu en çok hür olduğumuz yerden kendimizi daha hızlı hareket ettirmeye çalışabiliriz. Düşüncemizle ve gönlümüzle çok şeyi elde edebiliriz. Saflığa temizliğe yeniden kavuşabiliriz. O zaman bir koruyucu kalkan saracaktır bizi. Yine düşünün çocukluğunuzu. Sizi her yaptığınız yanlışa rağmen koruyan yine seven anneler, babalar, her türlü akrabalar ya da büyükler yok muydu? Onlar bizim hep iyiliğimizi istemezler miydi? Şimdi de bir koruyucunuz olduğunu hissedeceksiniz. O büyüklerinizin hiç biri olmasa da yanınızda, yine de bir koruyan olduğunu fark edeceksiniz. Olaylara bakacak, sebep sonuç ilişkilerini kuracak ve gerçekten O’nun varlığını hissedeceksiniz. Bu satırların doğruluğuna şahit olacaksınız.

Kendi kendimizi düşüncemizde yıkayabilmek bizim elimizdedir, çünkü biz insanlara akıl verilmiş ve akıl yönümüz gelişmeye açık , serbest bırakılmışız varlıklarız. Bu çok açık değil mi? Kim aklının önünde bir engel olduğunu düşünüyor. Var mı aranızda böyle düşünen? Hiç olduğunu düşünmüyorum.

Düşüncelerimizi yıkadığımız zaman, vesvese verenden (Kötü düşüncelerin başlangıcından) tamamen kurtuluruz. Çünkü onun en açık bulduğu kapı, bizim serbest olduğumuz kanaldadır. Öyleyse biz kendimize serbest olduğumuz o kapıdan, Yüce Yaratan’dan akanları almalıyız, ve gönüller için yer ayırmalıyız, ta ki vesvese verene yer kalmasın.

O, gönlümüzü ve aklımızı bize bıraktığı için, gönlümüzle aklımızı barıştırıp vesvese vereni defederek davranırsak, her şey düşüncemize göre gelişecektir. Çünkü düşünceler davranışları getirir.

O bizim gönüllerimizdekini apaçık görür ve düşüncelerimizin hepsini bilir şüphesiz. Her şeyi düşünmekte hürsek, düşüncelerimizin üstünü yanlış fikirlerle kapatarak doğruya gidebilmeyi güçleştirmeyelim . Aklımızı O’nun bıraktığınca serbest kullanabilmemiz için de, iyide ve doğruda olmamız, bilgimizi artırmamız, çalışkan olmamız ve yalandan , gıybetten, kin ve nefretten, haksız tüm hareketlerden kaçmamız gerekir. Yalanla dolanla hiçbir yere varılamaz. Ve yalanın özelliğidir ki mutlak ortaya çıkar. Er ya da geç. Çalışmak bizi durgunluktan kurtarır ve hep yeniyi bulmak için bize fırsatlar sağlar. Kötü işler kime ne kazandırdı şimdiye kadar. Hep görmedik mi kötülük ekenlerin sonu hep kötüdür. Çünkü insan ne ekerse gönlünde, yaşamında o büyür ve sonunda da o onu biçecektir. Bundan hiç kimse kurtulamaz. İçimiz nasılsa, dışımız da öyle olmalı her zaman. Düşüncemizdeki dil, ağzımızdaki dille aynı olmalı. Düşüncesinde hastalık olanlar sık sık O’na yönelmelidirler. Bu yöneliş kötü düşünceyi sileceğinden hastalığı yok eder.

Hepimiz işlerimizin en hayırlı şekilde olmasını isteriz . O’na gönülden yönelip, O’ndan istediğimiz zaman , serbest bıraktığımız aklımıza ne hayırlı düşünceler doğacaktır, göreceksiniz. Çünkü düşüncelerimiz, aklımızın duyulmayan sesidir. O sesi mutlak duyanlar var. Aslında hepimiz duyuyoruz ya farkında değiliz.

İnsanoğlunun düşünceleri kıymetlidir ve lâzımdır. Çünkü insanın düşünceleri, henüz adını bilmediğimiz bir şeyler yaratır. Her şey düşünce ile düzende duruyor. Ve bunlar bir yerde sevgi, enerji, düşünce olarak birleşiyor . İşte biz o en büyük düşüncenin ürünüyüz.

Kâinatlar arasında bile birbirine paralel yatay ve dikey balık ağı gibi örülmüş bir çekim gücü var. İşte düşüncelerimiz bunun için de lâzımdır. Olumlu düşünenler hem kendilerini hem düzeni kurtarır. Olumsuz düşünenler ise hiçbir şey ilâve etmeden kendilerini yok ederler. Ve biz düşünen varlıklar olduğumuz için şükretmeliyiz. Biz hep iyi düşünmekle, hep iyileri varedelim.

Hep Sevgiyle Kalın.

Uzman Psikolog
Ali Rıza TANALTAY

6 Comments

  1. Pingback:keto ultra diet pills review

  2. Pingback:batmanapollo.ru

  3. Pingback:russianmanagement.com

  4. Pingback:film2024

  5. Pingback:psy

  6. Pingback:batman apollo ru

Comments are closed.

START TYPING AND PRESS ENTER TO SEARCH