Ergenlerde Benlik Algısı

Benlik kavramı dinamik bir süreç olmakla birlikte ergenlikte belirginleşerek ömür boyu devam eden bir süreci de anlatmaktadır. Ergenlikte bireyler fiziksel, duygusal, sosyal birçok süreç yaşanmaktadır. Bu süreçlerde de birçok problem meydana gelmektedir. Bu problemleri kendilerine ve etkilendikleri çevrelere has bir mücadeleyle aşmaya çalışan ergenler başarılı bir mücadele verdiklerinde yüksek benlik algısı oluşurken bu mücadelede başarısız olduklarında düşük benlik algısı oluşmaya başlar. Bu dönemde başa çıkma becerilerinin gelişimi bu noktada benlik algısını etkilemektedir. Ergenlikteki problemlerle bireyler çevre desteği ve birikimleri sayesinde daha kolay başa çıkabilmektedir. Problemlerle daha kolay başa çıkabilen bireylerde ise yüksek benlik algısının gelişmesi olağan görülmektedir.

Yüksek benlik algısı ve düşük benlik algısı gösteren bireyler arasında farklar mevcuttur. Yüksek benlik algısı gösteren ergen bir birey kendini olduğu gibi sevmeyi ve kabul etmeyi daha kolay öğrenmektedir. Kendine ve çevresine güvenen bireylerde benlik algısı yüksektir. Düşük benlik algısına sahip olan ergen bireyler ise kendine güven konusunda sorunlar yaşayabilen, içekapanık, kendine yönelik olumsuz tutumlarını daha fazla olan bireylerdir. 

Psikolojik sağlamlık ile benlik algısının doğrusal bir ilişkisi vardır. Psikolojik sağlamlığı yüksek bireylerin yüksek benlik algısına sahip olduğu araştırmalar sonucu kanıtlanmıştır. Ergen bireylerin kendine güvenen, kendine saygılı ve problem çözme becerileri sağlam olabilmesi için benlik algısı çalışılması gereken önemli bir konudur. Örneğin ergenlikte bireyler kendi fiziksel görünüşlerine daha fazla önem vermeye başlar. Bu aynı zamanda yaşanan duygusal krizlerin de bir nevi sebepleri haline gelir. Fiziksel görünüş, topluma kabul anlamında ergenler için oldukça önemlidir. 

Bireylerin kendini ne şekilde algıladığı, aslında nasıl oldukları ve nasıl olmak istedikleri benlik algısıyla ilgilidir. Özellikle ortaokulun sonlarında ve lisenin başlarında ortaya çıkan fiziksel görünüşlere dikkat, kişinin kendisini nasıl görmek istediği ile bağlantılıdır. Buna yönelik olarak yüksek benlik algısına sahip olan bir birey fiziksel görünüşe yönelik yaşadığı problemleri daha kolay aşabilirken düşük benlik algısına sahip olan bireyler ise kendilerine daha olumsuz bir bakış açısıyla baktıkları için bu noktada sorun yaşayabilmektedir. Bu durumda bireylerin kendilerini sevmesi, kendilerine olumlu bir bakış açısıyla bakabilmesi psikolojik sağlamlığı etkilemekte ve psikolojik sorunlardan bireyi koruyabilmektedir.

Yüksek benlik algısına sahip bireylerin yaşadıkları çevrenin kendilerine destek verdikleri görülmektedir. Kendi fikirlerini söylemelerine destek olan çevrelerde büyüyen bireylerin yüksek benlik algısına sahip olduğu görülmektedir. Anne babayla olan bağlanma şekilleri, anne babanın çocuğa sundukları ortam, ebeveyn tarafından onaylanmak ve ilgi görmek, sorunların açıkça paylaşılması, isteklerin kabul görmesi ve eğer kabul görmüyorsa mutlaka nedeninin açıklanması, ailenin birbirine zaman ayırması, ailede karar alma sürecine katılmak, cinsiyet ayrımı yapılmaması gibi durumlarda bireylerde yüksek benlik algısının görülme olasılığı daha yüksektir.  Zorbalığa uğrayan, ilgi görmeyen ve fikirleri bastırılan çocuklarda ise düşük benlik algısının görülmesi olasıdır. 

Aynı zamanda araştırmalar sonucunda ebeveynlerin eğitim düzeyleri de benlik algısını etkilemektedir. Tüm bu durumların yanında yüksek benlik algısına ve özgüvenli bir birey yetiştirmek için çocukların mücadeleye açık olmaları, başarının yanında başarısızlığın da doğal olduğunu kabullenmeleri gerekmektedir. Ergenlikte sorumluluk almak ve bu sorumluluğu devam ettirebilmek yüksek benlik algısının gelişmesine katkı sağlamaktadır. 

Ergen bireylerin kendilerini olumlu bir şekilde değerlendirmeleri ve oldukları gibi kabullenebilmeleri için çevrenin desteğinin yanında yaşanılan olaylara bakış açısının da önemli olduğu görülmektedir. Pozitif bir bakış açısına sahip bireylerin yüksek benlik algısına sahip olduğu araştırmalar sonucu kanıtlanmıştır. Özellikle çocukluk yıllarından itibaren yetiştirilme tarzlarının ve bu yetiştirme tarzlarının etkilerinin, akran ilişkilerinin ve problemlerle başa çıkma şekillerinin öğrenilmesinin benlik algısıyla ilişkili olduğu ortaya çıkmıştır. 

İrem Keskin-Psikolojik Danışman

START TYPING AND PRESS ENTER TO SEARCH