Yeni Yıl Yeni Amaçlar: Psikolojik Olarak Sağlıklı Bir Başlangıç

Yeni yıl, pek çoğumuz için taze bir sayfa, yenilenme ve değişim arzusu demektir. Takvimin değişmesi, içsel bir motivasyon dalgası yaratır; bu dalgayı doğru yönlendirmek ise hem duygusal iyi oluşumuzu destekler hem de uzun vadede hayat kalitemizi artırır. Peki, yeni yıl için amaç koymak neden bu kadar etkili ve bu süreci nasıl daha sağlıklı hâle getirebiliriz?

Tükenmişlik Sendromunu Anlamak: Psikolojik Yük, Nedenler ve Çözüm Önerileri

Modern yaşamın hızla artan talepleri, yoğun iş temposu, sürekli ulaşılabilir olma beklentisi ve kişisel sorumluluklar; birçok kişiyi fark etmeden psikolojik ve fiziksel olarak tüketebiliyor. Bu noktada sıkça duyduğumuz ancak çoğu zaman göz ardı edilen bir kavram ortaya çıkıyor: Tükenmişlik Sendromu.

Tükenmişlik, yalnızca “çok yorulmak” değildir; kişinin duygusal enerjisinin azalması, motivasyon kaybı, işlevselliğinde düşüş ve yaşamdan aldığı hazda belirgin azalma ile kendini gösteren bir durumdur.

tek çocuk psikolojisi

Tek Çocuk Olmak: Yalnızlık mı, Avantaj mı?

Tek çocuk bencil olur.”

“Tek çocuklar yalnız büyür.”

“Tek çocuk, ailenin tüm baskısını taşır.”

Toplumda en sık karşılaşılan düşüncelerden bazıları bunlar… Oysa tek çocuk sahibi olmak konusunda söylenenlerin hepsi gerçeği tam olarak yansıtmayabilir. Günümüzde kimi aileler tek çocuk sahibi olmayı tercih ederken kimileri daha kalabalık bir aile yapısında kendini daha iyi hissediyor.

sınav kaygısı

Sınav Kaygısı: Neden Ortaya Çıkar ve Nasıl Yönetilebilir?

Sınav dönemi yaklaşırken birçok öğrenci hem sıkı bir çalışma temposuna giriyor; hem de yoğun bir duygusal sürecin içinden geçiyor.
Bu süreçte sık duyduğumuz bir kavram var: sınav kaygısı.
Birçok ebeveyn “Çocuğum çok çalışıyor ama sınavda tüm bildiklerini unutuyor” derken aslında bu kaygının etkisinden bahsediyor.

Sınav kaygısı, doğru yönetilmediğinde öğrenme becerilerini, özgüveni ve motivasyonu olumsuz etkileyebiliyor.

Hayır Diyememek: Herkesi Memnun Etme Çabasının Görünmeyen Yükü

Hayır” kelimesi, yalnızca iki heceden oluşsa da birçok insan için söylemesi en zor kelimelerden biridir. Bazı insanlar için “hayır” demek; reddedilme, suçluluk ya da sevilmeme korkusunu tetikler. Oysa hayır diyebilmek, hem psikolojik sınır koymanın hem de özsaygının bir göstergesidir.

Hayır Diyememe Psikolojisi Nedir?

Hayır diyememe, kişinin kendi istek ve ihtiyaçlarını ikinci plana atarak başkalarını memnun etmeye çalışması durumudur.

Toksik İyimserlik: Sürekli Pozitif Olmak Neden Zararlı Olabilir?

Modern dünyada “pozitif düşünme” sıkça mutluluğun anahtarı olarak gösteriliyor. Sosyal medyada, kitaplarda ve iş hayatında sürekli “iyi düşün, iyi olsun” mesajlarıyla karşılaşıyoruz. Ancak bu yaklaşım, bazen bizi gerçek duygularımızdan koparıp bastırmaya yöneltebiliyor. İşte bu noktada iyimserliğin zarar verici derecede aşırı kullanılması anlamına gelen “toksik iyimserlik” devreye giriyor.

Toksik İyimserlik Nedir?

Toksik iyimserlik,

Neden Kötü Şeyleri Daha Fazla Hatırlarız?

Hepimizin başına gelmiştir: Bir gün boyunca pek çok olumlu şey yaşarız, belki güzel bir sohbet, hoş bir yemek, ufak bir başarı… Ama akşam olduğunda aklımızda en çok kalan şey, günün içinde bize söylenen kırıcı bir söz ya da yaşadığımız küçük bir hayal kırıklığı olur. Olumlu anılar daha hızlı silinirken, olumsuz olanlar zihnimize kazınmış gibi tekrar tekrar gündeme gelir.

Erteleme: Zamanı Kaybetmenin Psikolojisi

Hiç masanın başına oturup yapılması gereken işi açtığınız halde, kendinizi bir anda sosyal medyada dolaşırken bulduğunuz oldu mu? Ya da ders çalışmaya niyetlenip önce odanızı toparlama isteğiyle yanıp tutuştuğunuz?

Eğer bu sorulara içinizden “evet” diyorsanız, yalnız değilsiniz. Hepimiz zaman zaman erteleriz. Fakat bazı insanlar için bu durum küçük bir alışkanlıktan çok daha fazlasıdır.

yapay zeka terapi yapabilir mi

Yapay zeka terapi yapabilir mi?

Yapay zekâ artık hayatımızın her alanında. Bir zamanlar sadece filmlerde gördüğümüz bu teknoloji, bugün cebimizde taşıdığımız telefonların içinde bize yol tarifi yapıyor, alışveriş önerileri sunuyor, hatta yazılar yazıyor. Günlük hayatımızda bu kadar yer eden bir teknolojinin ruh sağlığı alanına da girmesi kaçınılmazdı. Son yıllarda “yapay zekâ ile terapi” kavramını duymaya başladık. Peki gerçekten bir makine,

Z Kuşağının Psikolojisi: Dijital Dünyada Büyüyen Neslin İç Dünyası

Z kuşağı, 1997 ile 2012 yılları arasında doğan bireyleri kapsayan bir nesildir. Bu kuşak, dijital çağın tam ortasında doğmuş, teknolojiyi bir araç değil bir yaşam biçimi olarak benimsemiş bir topluluğu temsil eder. Ancak bu teknolojik avantajlar, Z kuşağının psikolojisi üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkiler bırakmıştır:

1. Dijital Yerlilik ve Sürekli Uyarılma

Z kuşağı,

START TYPING AND PRESS ENTER TO SEARCH