Z Kuşağının Psikolojisi: Dijital Dünyada Büyüyen Neslin İç Dünyası

Z kuşağı, 1997 ile 2012 yılları arasında doğan bireyleri kapsayan bir nesildir. Bu kuşak, dijital çağın tam ortasında doğmuş, teknolojiyi bir araç değil bir yaşam biçimi olarak benimsemiş bir topluluğu temsil eder. Ancak bu teknolojik avantajlar, Z kuşağının psikolojisi üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkiler bırakmıştır:

1. Dijital Yerlilik ve Sürekli Uyarılma

Z kuşağı,

Ergenlerde Benlik Algısı

Benlik kavramı dinamik bir süreç olmakla birlikte ergenlikte belirginleşerek ömür boyu devam eden bir süreci de anlatmaktadır. Ergenlikte bireyler fiziksel, duygusal, sosyal birçok süreç yaşanmaktadır. Bu süreçlerde de birçok problem meydana gelmektedir. Bu problemleri kendilerine ve etkilendikleri çevrelere has bir mücadeleyle aşmaya çalışan ergenler başarılı bir mücadele verdiklerinde yüksek benlik algısı oluşurken bu mücadelede başarısız olduklarında düşük benlik algısı oluşmaya başlar.

yeme bozukluğu

Ergenlikte Yeme Bozukluğu

Ergenlik bireyler için çocukluk evresinden sonra yetişkinliğe hazırlık aşaması olarak değerlendirilebilir. Bireyler burada soyut birçok kavramı algılamaya başlamakla birlikte artık hayatlarında “birey” olmanın ilk izlerini taşımaya başlar. Kısacası ergenlik döneminde kişiler için “birey” kavramı ortaya çıkar. Bu dönemde bireyler için fiziksel değişiklerin başladığını söylemek mümkündür. Fiziksel değişikliklerin yanı sıra fiziksel olarak bireylerin kendilerine verdikleri önem de artar.

Ergenlerde Depresyon

Ergenlik döneminde başlıca depresyon belirtileri, üzgün ya da huzursuz ruh halinin uzun süre devam etmesi, enerjide düşme, daha önceden sevilerek yapılan aktivitelere ilginin azalması, uyku ya da yeme alışkanlıklarındaki değişimlerdir. Kendini değersiz hissetme ve geleceğe yönelik umutsuzluk da önemli ve dikkate alınması gereken işaretlerdir. Aynı zamanda notlarda ciddi bir düşüş ve derslere konsantre olmakta zorlanma da göstergelerden bazılarıdır.

Zeka mı çok çalışmak mı başarıya götürür?

Bu
soruyu yanıtlamadan önce başarı derken ne kastettiğimizi açıklamamız gerekir.
Başarıyı, en genel haliyle, ulaşılmak istenen hedefe doğru atılan adımların
olumlu sonuçlanması olarak tanımlayabiliriz. Ancak burada konuştuğumuz başarı,
öğretmenler tarafından notlarla ölçülen akademik başarıdır. Öğretmenler
öğrencileri ödevlerle, sözlüler ve sınavlarla değerlendirerek onların istenilen
bilgi ve becerileri kazanıp kazanmadıklarını belirlemektedirler. Bu
değerlendirme sonucunda da öğrenci başarılı veya başarısız olarak
nitelendirilir.

START TYPING AND PRESS ENTER TO SEARCH